27 Nisan 2016 Çarşamba

BULUT BİLİŞİMİN TİCARİLEŞMESİ 

Bulut bilişim teknolojilerinin şirketler tarafından benimsenebilmesi için kullanılabilir ve kolay erişilebilir olması gerekmektedir. Şirketlerin bulut teknolojilerini kullanma kararını verebilmesi için bu servislerin kimler tarafından ne seviyede sunulduğunu bilebilmesi, bu servislerin sahip olma maliyetlerini kendi varolan hizmetlerinin maliyeti ile kolayca kıyaslayabilmesi gerekmektedir. Örneğin 50 çalışanı bulunan bir şirketin kullanıcılarına sunacağı hizmetler için oluşturacağı bir veri merkezinin toplam satın alma maliyetinin hesaplanması gerekir. Eğer bulut teknolojilerinin kullanılması amaçlanıyorsa bu teknolojilerin şirket yapısına uygun olması ve ihtiyaçları tam olarak karşılaması beklenmektedir. Çeşitli hizmet sağlayıcıların sunduğu paketlerden en uygun olanı ile gerekli kıyaslama yapılmalıdır. Geleneksel BT altyapısının kurulması için gerekli enerji, donanım, yazılım, lisans ve personel maliyetleri öncelikle hesaplanmalıdır. Ortaya çıkan toplam sahip olma maliyeti ile hizmet sağlayıcıların sunduğu paketlerin maliyetleri kıyaslanarak en uygun seçim yapılabilmektedir. Bulut teknolojileri hizmet sağlayıcılarının neredeyse tamamı şirketleri için kıyaslama hesap tabloları oluşturmuşlardır. Bu dinamik hesap tabloları ile varolan şirket yapısına ilişkin veriler girilerek gelecek 5 yıl içerisindeki toplam sahip olma maliyetleri kıyaslanabilmektedir. Bu sayede şirketler geleneksel BT altyapı çözümleri ile bulut teknoloji çözümlerini kıyaslayabilmekte ve kendileriiçin en uygun kararı verebilmektedir.


Örnek Bir Şirket Senaryosu 

Aşağıda, geleneksel BT çözümleri ile bulut teknolojileri arasında seçim yapmak isteyen bir şirketin senaryosu ele alınmıştır. Bu çalışmada, toplanan veriler ve yapılan kıyaslamalar ile şirketin hangi kararı vermesi gerektiğine ilişkin değerlendirmeler yapılmıştır. Örneğin; 50 çalışanı bulunan bir satış ve pazarlama şirketinin, kullanıcılarına e-posta, dosya paylaşımı, anlık kurumsal mesajlaşma, çevirimiçi konferans ve ofis uygulamaları sunduğu bir senaryo düşünüldüğünde bu hizmetlerin toplam sahip olma maliyeti şu şekilde hesaplanmaktadır. 

  •  Veri merkezi kurulum maliyeti 
  •  Enerji maliyeti 
  •  Sunucu maliyeti 
  •  Ağ aygıtları maliyeti 
  •  İşletim sistemi maliyeti 
  •  E-posta hizmeti için gerekli uygulama maliyeti 
  •  Dosya ve içerik yönetimi için gerekli uygulama maliyeti  
  •  Şirket içi anlık mesajlaşma ve konferans çözüm uygulaması maliyeti 
  •  Kurulum ve bakım maliyetleri 
  •  Sistem ve altyapı güvenlik maliyetleri 
  •  Yüksek erişilebilirlik maliyetleri (hata destekli ikinci veri merkezi maliyeti). 

Yukarıda bahsedilen bu sahip olma maliyetleri ile bir bulut teknolojileri çözüm paketini örnek değerler ile şu şekilde kıyaslayabiliriz:

  • Her bir hizmet için fiziksel sunucu donanımı ve ağ aygıtları kullanılacaktır. 
  • Mesajlaşma sistemi için Microsoft Exchange Server 2010 çözümü kullanılacaktır. 
  • Portal, dosya ve içerik paylaşımı için Microsoft Sharepoint Server 2010 çözümü kullanılacaktır. 
  • Anlık mesajlaşma ve konferans için Microsoft Lync Server 2010 hizmeti kullanılacaktır. 
  • Kullanıcılar için Office 2010 çözümü kullanılacaktır. 
Şirket ayrıca ihtiyaç duyacağı özel yazılım ve uygulamalar için ayrıca plan yapabilecektir. Yukarıdaki ihtiyaçların Office 365 bulut çözümü ile karşılanması, şirket için diğer uygulamaları kullanabilmesi için bir engel oluşturmamaktadır. Bulut teknolojilerini ve kendi bünyesinde barındıracağı diğer sunucu ve uygulamaları birlikte kullanabilecektir. Şirket ihtiyaçlarının sürekli değişmesi ve özel yazılımların şirket bünyelerinde geliştirilerek kullanılmak istenmesi gibi durumlarda yalnızca genel BT operasyonlarının bulut teknolojilerine aktarılması düşünülmektedir. Böylece yalnızca ihtiyaç duyulan özel hizmetlerin şirket bünyesinde barındırılması ve sunulması uygun olacaktır.

19 Nisan 2016 Salı

TÜRKİYE’DE BULUT BİLİŞİM

 IDC tarafından Türkiye’de 30 BİT şirketine yapılan anketin analizlerine göre 2011 yılında bulut bilişim hizmetlerinin verilmesine yönelik yapılan toplam pazar harcamalarının 27,78 milyon ABD Dolarına ulaştığı tahmin edilmekle birlikte 2012-2016 döneminde ise yıllık %49,3 artışla 200 milyon ABD dolarını aşması beklenilmektedir. Söz konusu büyüklükte genel bulut pazarının 2016 yılında 150 milyon ABD Dolarının üzerinde olması hedeflenmektedir (IDC, 2013). Türkiye’de bulut bilişim kamusal ve özel sektör alanlarında incelenmiştir. Bu ayrımın yapılmasının nedeni Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK)’nun 25. Toplantısında alınan kararla kamusal alandaki çalışmaların kapsamı ve ilgili kurumlar belirlenmiştir. Bu kapsamda, kamusal alanda yapılan çalışmalarla ilgili özet verilmiş olup, özel sektörle ilgili bulut bilişimin farkındalığını artırmak amacıyla yapılan Euro Cloud ödül töreninden bahsedilmiş ve mevcut durum tespiti yapabilmek amacıyla BTK tarafından yetkilendirilmiş işletmecilerle yapılan anket çalışması değerlendirilmiştir. Bununla birlikte BTK’nın bulut bilişimle ilgili yetki sınırlarının görülmesi amacıyla 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunun ilgili maddelerine yer verilmiştir.

 Kamuda Bulut Bilişim

Bulut bilişimin Kamusal alandaki gelişmeleri, 4 Ekim 1983 tarih ve 77 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK)’nun 25. Toplantısında alınan kararla ivme kazanmaya başlamıştır. Türkiye Kamu Entegre Veri Merkezinin (TKEVM) kurulmasına ilişkin BTYK tarafından alınan kararın amacı; tüm kamu kurumlarının veri merkezlerinin birleştirilmesi sonucu tek bir veri merkezi kurulmasıdır.
 Bu kapsamda;

  • Ülkemizde kurumların e-Devlet hizmetlerini verebilmek için kendi altyapılarını geliştirmekte olması, · Dünyadaki örnekler incelendiğinde veri merkezlerinin birleştirilmesine dair eğilimlerin gözlemlenmesi,
  • Güney Kore’nin 48 merkezi kamu idaresinin bilgi sistemleri 2 ayrı şehre konumlandırılacak şekilde tek bir veri merkezinde birleştirilmiştir. Bu sayede 20 yedeklilik, felaket kurtarma merkezi, siber güvenlik, iş sürekliliği, kamu bulutu, etkin işletme maliyeti, kurumlar arası veri paylaşımı gibi hususların tamamına çözüm sağlanması,
  • ABD, bulut bilişim ve ortak veri merkezi yaklaşımlarıyla 2015 yılına kadar 800’den fazla veri merkezini kapatmayı planlamaktadır. Bu kapsamda 2015 yılı sonunda 3 Milyar ABD Doları tasarruf edilmesinin öngörülmesi,
  • İdari ihtiyaçlar, tasarruf imkânı ve siber güvenlik gereksinimleri doğrultusunda, halen her kurumda müstakil olarak işletilmekte olan veri merkezlerinin tek bir çatı altında birleştirilerek Türkiye Kamu Entegre Veri Merkezi’nin kurulması önem arz etmesi  nedenleriyle BTYK’da “Kamu kurumlarının veri merkezlerinin birleştirilmesine yönelik hukuki, teknik ve idari yapılanma modelinin oluşturulmasına ve Türkiye Kamu Entegre Veri Merkezi’nin kurulması çalışmalarının yapılmasına” karar verilmiştir. Söz konusu kararın uygulanmasında sorumlu kuruluş olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı görevlendirilmiştir. Kararla ilgili kuruluşlar da; Başbakanlık, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK ve TÜRKSAT olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar aşağıda özetlenmektedir;
  • Veri merkezi kurulmasına ilişkin kararın gerektirdiği çalışmalara başlanabilmesi için Bakanlığın yetkili kılınması gerekmektedir. Buna yönelik olarak Bakanlar Kurulu Karar Taslağı hazırlanmış ve Başbakanlığa gönderilmiştir.
  • Bakanlıkça hazırlanan Karar Taslağı Başbakanlık tarafından ilgili kurumlara gönderilmiş ve gelen görüşler Bakanlığa iletilmiştir.
  • Bakanlıkça, gelen görüşler doğrultusunda Bakanlar Kurulu Kararı Taslağı yeniden güncellenmiş ve Başbakanlığa gönderilmek üzere hazır hale getirilmiştir.

Özel Sektörde Bulut Bilişim

 Kamusal alanda yaşanan gelişmelerin yanında özel sektörde de bulut bilişimle ilgili yapılan en önemli çalışmalardan biri; bulut bilişim konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapan, bulut bilişim endüstrisinde standartlar ve prosedürlerin oluşumu konusunda aktif rol almayı ve bulut bilişim üzerine bir network oluşturmayı hedefleyen, tüm Avrupa ülkelerinin katılımına açık, kar amacı gütmeyen ve hâlihazırda 21 ülkeden üyesi bulunan bağımsız bir kuruluş olan Euro Cloud’un ödül törenidir. Euro Cloud Kongresi ve Ödül Töreni, 15-16 Ekim 2013 tarihinde Lüksemburg’da gerçekleştirilmiştir. Euro Cloud ödülleri için Türkiye’nin de içinde olduğu 12 ülke başvurmuştur. Bu kapsamda, Euro Cloud Türkiye etkinliği yapılarak hem Türkiye bulut bilişim servis sağlayıcılarının ödüllendirmesi hem de ülkemizi Avrupa’da temsil edilecek adayların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bulut Ödülleri 2013 etkinliğinde Türkiye’nin bulut çözümü tedarikçilerinin başarıları vitrine çıkarılmıştır. Böylece, Türkiye’de hızla yükselen bulut bilişim alanında yaratılan başarılı örnekler, hem iş dünyasının önde gelen üyelerinin yer aldığı jüri tarafından değerlendirilmiş hem de Avrupa’da Türkiye’yi temsil etme olanağını yakalamıştır.
Ödül Kategorileri ve birinci olan işletmeciler:
  • En İyi Bulut Hizmet Ürünü- Netsis Yazılım
  • En İyi Teknoloji Şirketi- Cloud Arena
  • En İyi Ticari Sektör Örnek Vakası- Koç Sistem
  • En İyi Kamu Yönetim Vakası- Sampaş
  • Bulut Servis Müşteri Kategorisi- Logo Yazılım

11.10.2013 tarihinde İstanbul’da yapılan ödül töreni ve panele bulut bilişim sektöründe önemli rol oynayanlar katılmışlardır. Yapılan konuşmalar ve düzenlenen panelde öne çıkan hususlar aşağıda özetlenmiştir:
  •  Vodafone; araştırmalara göre, dünya genelinde şirketlerin bulut bilişim hizmetlerine 2016’da 207 milyar dolar harcama yapacağını, buna karşın, bu teknolojilerin sağladığı tasarruf avantajıyla 2020 itibarıyla oluşacak gelirlerin 1 trilyon dolar artırılmış olacağını, Avrupa Birliği ülkelerinin de bulut bilişimi kullanarak 2020 yılına doğru GSYİH’de %25’lik büyüme, verimlilikte ise %40’lık artış sağlamasının beklenildiğini belirtmişlerdir.
  • TÜBİSAD; bulut bilişim ülkemizde yavaş ilerlemesinin temel sebeplerini güven problemi, standartlaşma ve belgelendirmenin tam olmayışına bağlamıştır. Bu nedenle standartların geliştirilmesi ve bu standartların da akredite laboratuvarlarda onayının sağlanmasının gerektiğini önemle vurgulamışlardır. Bulut bilişim alanında standardizasyon çalışmalarının önemli olduğunu, ellerinde net bir çözüm olmadığını, BTK veya başka bir kurum tarafından bu standartların netleştirilmesi durumunda güven tesisi edilmesi ve bulut bilişimin ülkede önünün açılması konusunda yol alınabileceğine inandığını belirtmişlerdir.
  • BTK; Ülkemizin bulut bilişimle ilgili atacağı adımları ve bu adımlardaki öncelik sıralamasını netleştirmesi gerektiğini, bulut bilişim fırsatını iyi değerlendirirsek bilgi ve iletişim sektörüne çok büyük katkılar sağlanabileceğini belirtmiştir.
  • EMC Türkiye; Ülkemiz için veri merkezi ve bulut teknoloji üssü olmanın stratejik bir hedef olması gerektiğini ifade ederek veri merkezi maliyetlerinde fiziksel alan giderinin toplam gider kalemleri içerisinde az bir yeri olduğunu, asıl giderin metrekare başına harcanan iklimlendirme gibi enerji giderlerinin olduğunu, bu hususlarda devletin üzerine bazı sorumluluklar düştüğünü belirtmişlerdir.
  • İntel Türkiye; gelecekte telekom şirketlerinin ses ve veri gelirlerinin azalacağı ama bulut bilişime dayalı uygulamalar ve vereceği hizmetlerin gelirlerinin artacağını belirtmiştir. Türkiye’de veri merkezlerinin giderinin %40 enerji giderlerinden oluştuğu, ABD gibi yerlerde bu oranın % 5 civarında olduğu, bu sebepten dolayı enerji maliyetleri hususunda devlet desteği gerekmekte olduğu vurgulanmıştır.

13 Nisan 2016 Çarşamba

DROPBOX

Dosyalarınızı bulut ortamında saklamamıza olanak vererek, zaman ve sabit disk 
kullanımında büyük ölçüde tasarruf etmeniz sağlayacaktır. Online yedekleme işleri için de kullanabileceğiniz gibi, değişik donanımlarda çalışıyorsanız ya da farklı 
donanımlardaki farklı kişilerin erişip kullanabileceği bir alan istenildiği durumda 
kullanılmaktır.



 


                                                                 
                                                                    DROPBOX

Dropbox nedir?
Dropbox, farklı cihazlar üzerine kurabileceğiniz bir uygulamadır. Bu uygulamanın ana işleviyse, işlem yaptığınız cihaz ( tablet, akıllı telefon, masaüstü, laptop) üzerinde oluşturduğunuz dosyaların dropbox klasörüne yüklendiği anda bulut sunucuyla eşlenmesidir yani aynı dosyaların başka bir sunucuya kopyalanmasıdır.
Dropbox ne işe yarar?
İşin güzel tarafı, örneğin iş bilgisayarınızda yaptığınız çalışmanın ev bilgisayarını açtığınızda ev bilgisayarında yer alan dropbox klasörüne eşlenmesidir yani dropbox sunucularında yer alan dosyların sizin bilgisayarınıza inmesidir.
Özellikle birden fazla cihaz üzerinde çalışan profesyoneller için oldukça pratik bir çözüm.  Evde başla işte bitir ya da işte başla evde bitir.
Diğer önemli bir özellikse oluşturduğunuz dosyaları başkalarıyla paylaşabilmeniz. Her ne kadar wetransfer daha rahat bir paylaşma yöntemi gibi görünse de dropbox çok daha işlevsel bir çözüm.
Dropbox nasıl kullanılır?
Dropbox için bir e-mail hesabı oluşturduktan sonra www.dropbox.com/downloading adresinden indirip kuruyoruz.
Dropbox klasörümüzü seçiyoruz ve / veya masaüstünde otomatik olarak oluşan klasörü kullanıyoruz. ( ileri ileri diyerek kurulumu bitirirseniz, hiç bir ayar değişmediğinden default seçenekler uygulanacaktır)
Daha sonra başka bilgisayarda kullanmak istediğimiz dosyaları bu klasörün içine kopyalıyoruz.
Örneğin eve kurdunuz, işe gidip aynı linkten indirdiğiniz dosyayı kurup kullanıcı adı ve şifrenizi girdiğinizde dosyalarınızı artık işte de kullanabilirsiniz.
İhtiyacınıza göre sayıyı arttırabilirsiniz.
Dropbox ücretlimidir?
Ücretsiz üyelik mevcut, 2gb’a kadar bir alana sahip olursunuz. 100 GB alan için ayda 9 dolar gibi bir ücreti varken 200 GB’da bu rakam 19 dolara çıkıyor. İnternet hızlarının hala yeterli seviyeye ulaşmadığı ülkemizde sadace bir kısım görsel ve office dosyalarınızı ( word, excel, pdf, ppt) d’ta bulundurmak hem ekonomik hem de daha mantıklı olacaktır.




6 Nisan 2016 Çarşamba

BULUT BİLİŞİMDE GÜVENLİK2

BULUT BİLİŞİMDE GÜVENLİK2

Bulut Bilişimin en önemli ve soru işareti olan konularından birisi güvenliktir. IDC‟nin yaptığı bir çalışmaya göre bulut bilişim kullanımına geçiş sırasında yaşanılan en önemli çekince olarak güvenlik gösterilmektedir.


Hizmet Alınan Firmaların Güvenilirliği

Firmaların güvenlik kaygılarını gidermek amacıyla ilk inceleyecekleri nokta, hizmet alınacak firmanın sektörde edinmiş olduğu tecrübeler olacaktır. Hizmet verecek firmanın ne kadar süreden beri sektörde faaliyet gösterdiği ve bu süreçte ortaya çıkmış olan güvenlik sorunlarının durumu da incelenecek önemli konular olacaktır. Aynı zamanda, güvenlik problemleri oluşması durumunda, hizmet alan firma ile yapacağı işbirliği/bilgilendirme gibi parametreler de önemli olacaktır. Bunun dışında firmanın işletim sırasında kullandığı metodolojiler, ( ITIL, COBIT gibi.), takip ettiği regülasyonlar (ISO 9001, 27001-2, BS 25999 gibi.) ve elbette ki konularında uzman (CISSP,CEH,CISA,CCIE,GIAC vs. gibi sertifikasyonlara sahip) yetişmiş personel kaynağı da hizmet kalitesi açısından önemli göstergeler olacaktır.


Erişim ve Kimlik Denetimi

Hizmet alınan firmanın servislerine erişim sırasında mutlaka güvenli bir bağlantı yöntemi kullanılmalıdır. Bu erişimin, sadece hizmet alan kişi ya da kurum tarafından yapıldığından emin olunması için, aşağıdaki erişim kontrolü (authentication) teknolojilerinden (two factor – iki katmanlı kontrol- vs. gibi) bir veya birkaçı birden desteklenmelidir:



Kimlik Doğrulama (Authentication)


·     Bildiğiniz bir şey (Something you know) – şifre (password) gibi.
·    Sahip olduğunuz birşey (Something you have) – token anahtarlar gibi.
·    Sizin kimliğiniz (Something you are) – biyometrik kontroller, retina kontrolü gibi.
·    Bulunduğunuz yer (Someplace you are)– GPS sinyalleri ya da IP bazlı kontroller gibi.
·    Yetkilendirme (Authorization)
·    Firma tarafından kullanılan hesaplarda, hangi hesabın hangi kaynaklara erişebileceği dikkatle tanımlanmalıdır. RBAC(Role base Access control )
·    Hesap Verilebilirlik (Accountability)
·    Bulut (cloud) üzerindeki tüm hareketler kayıt altında olmalı ve olası soruşturmara yardım edebilmelidir. Gereğinde yasal delil olarak da kullanılabilecek şekilde toplanabilmelidir.


Erişilebilirlik

Bulut Bilişim hizmetlerinde alınan hizmetler, SLA‟ler (Service Level Agreement) ile güvence altına alınmaktadır. Örneğin hizmet alınan sunucuların ayakta kalma süresinin %99,99 olması vs. gibi. Özellikle yüksek erişilebilirlik gereksinimi içeren projelerde , “Felaket Önleme” (Disaster Recovery) servislerinin olup olmadığı kontrol edilmeli, ayrıca servis olarak veriliyorsa, alınan servis katmanları içerisinde bu servis tercih edilmelidir. Elbette hizmet sağlayıcı firmaların finansal durumları da alınacak hizmetin kesintisizliği ve kalitesi için belirleyici olacaktır.


Fiziksel Güvenlik

Bulut Bilişim sağlayıcısının veri merkezinde (Data Center) sahip oldukları fiziksel güvenlik sertifikaları (TIER 3-4 vs. gibi) ve güvenlik önlemleri (biyometrik kontroller, yanmaz duvar ve kapılar, 7x24 güvenlik, fiziksel bariyerler, sel-yangın önleme sistemleri, UPS sistemleri, soğutma sistemleri, alarm mekanizmaları ) incelenmeli, gerektiği durumlarda denetlenme opsiyonlarının olup olmadığı araştırılmalıdır.


Legal ve Operasyonel Güvenlik

Alınan hizmetlerin lisans durumları ve yasal yükümlülükler, sözleşmeler ile güvence altına alınmalıdır. Ülkemizde SPK, BDDK gibi kuruluşların yönergeleri ve yasal yükümlülükler, yine güncel yasalardan 5651 vs. gibi yönetmeliklerin sorumlulukları takip edilmelidir. Hizmet veren firmanın operasyonel hizmetlerde çalışan personelleri ile imzaladıkları NDA vs. gibi sözleşmeler sorgulanmalı ve personel özgeçmiş soruşturmaları yapılıp yapılmadığı eğer mümkünse bilgi/taahhüt olarak talep edilmelidir.


Veri ve Altyapı Güvenliği 

Özellikle PCI – DSS (Payment Card Industry – Data Security Standard) gibi regülasyonlara uyum zorunluluğu olan proje kaynaklarında, hizmet alınan firmanın yedekleme ve veri silme/yok etme biçimleri sorgulanmalıdır. Kullanımı biten verilerin imha edilme metodolojileri sorgulanmalı, mümkünse ayrı bir servis olarak alınabilmelidir. Firmanın entellektüel bilgisini ya da kurumsal önem içeren sunucuların verilerinin mutlaka bir şifreleme (encryption) algoritması ile saklanması, gerektiğinde servis olarak alınabilmesi sağlanmalıdır.

Hizmet veren firmanın ağ altyapısının 7x24 proaktif olarak izlendiğinden emin olunmalıdır. Eğer mümkünse o proaktif önlemlerin (DDOS koruma, FirewallSistemleri, IPS/IDS sistemleri, Anti-Malware sistemleri, Anormally Detection sistemleri vs. gibi) servis olarak da alınarak denetlenmesi, ya da raporlarının düzenli olarak görülebilmesi istenmelidir.



Ücretsiz En iyi 5 Bulut Depolama Uygulaması


                         


22 Mart 2016 Salı

BT ALTYAPISI,BULUT BİLİŞİM HUKUKİ PROBLEMLER

KLASİK BT ALTYAPISI

İşletmelerdeki klasik Bilgi Teknolojileri altyapısında kullanıcıların çalıştığı bilgisayarlar, printerlar gibi cihazlar ile uygulama, bilgi ve servislerin üzerinde durduğu sunucular, depolama üniteleri, yedekleme sistemleri mevcuttur ve bu ortamları besleyen altyapı olarak sistem odaları, jeneratörler, UPS cihazları, iklimlendirme, yangın söndürme ve güvenlik için kamera ve erişim cihazları gerekmektedir. Bu BT altyapısının çıkacak problemlere karşı desteklenmesi, güvenlik önlemlerinin firma tarafından alınması, çalışan sistemin sağlığının izlenmesi, oluşabilecek hatalara karşı önceden uyarı sistemlerinin kurulması ve sürekli olarak yeni tehditlerin önüne geçme ve yeni fonksiyonları kullandırabilme adına güncellenmesi gerekmektedir.

Ayrıca sistemlerin yedeklenmesi konusunda tüm sistemler için farklı lokasyonlar da DR sistemlerinde kurulması gerekmektedir. DR sistemlerin oluşturulması maliyeti artıran önemli bir faktördür.




BULUT BİLİŞİMDE BT ALTYAPISI

Klasik BT altyapısından farklı olarak Bulut Bilişim aşağıdaki şekilde bir yapı sunmakta, bu yapı ile



  • Yedekli, hızlı ve kesintisiz bir altyapıya, 
  • Stabil bir datacenter ortamında çalışan BT altyapısına, 
  • Bu datacenter içinde konumlandırılmış; 
  • Mail, Sunucu, Hat Güvenlik Ürünlerine (FW, Router, IPS vb.)
  • Arşivleme ve Yedekleme Çözümlerine, 
  • Elektrik, UPS, Soğutma Sistemlerine, 
  • Sunucu ve uygulamalara sahip olunabilmekte
  • Network altyapısına

Klasik BT altyapısın da farklı olarak aşağıdaki gibi bir maliyet oranlaması çıkmaktadır.

Bulut Bilişim ile işletme sahibi kendisi için bir kambur olan sistem odası bulundurma, bunun için sistemlerin güvenliği, yedeklenmesi, UPS, Jeneratör, Yangın Söndürme, Güvenlik Cihazları ve Erişim Cihazları bulundurmayacak hatta bunları işleten personel bulundurmasına gerek olmadan bu hizmeti veren firmalar ile yapacağı anlaşmaya göre aylık kiralama veya kullandığı kadar öde sistemine göre ihtiyaçlarını bu şekilde giderebilecek duruma gelecektir.

     


BULUT BİLİŞİM HUKUKİ PROBLEMLER

Temelde oldukça basit olarak gözüken ve bilişim endüstrisini yeniden şaha kaldıracak olan bulut bilişimi teknolojisinin diğer düzlemde hukuk dünyasında büyük bir kargaşa yaratacağı da şimdiden ön görülmektedir. Bulut bilişimi teknolojisini anlayabilmek için kullanıcılar ve hizmet verenlerin arasındaki ilişkiyi iyi anlamak gerekmektedir. Bulut Bilişim sistemi kimi zaman ikili daha çok da üçlü veya daha çoklu bir ilişkiye sahip olabilir. Örneğin, sunucularını bulutun içine taşımak isteyen bir şirket öncelikle bu hizmeti veren şirket ile anlaşır. Ancak bu hizmeti sağlayan şirket, söz konusu hizmeti kendi sunucuları ile değil, dünyanın herhangi bir noktasından kiraladığı başka bir şirkete ait sunucular da kullanabilir. Hatta bu sunucuları kiralayan şirket de bahsettiğimiz sunucuları başka bir firmadan kiralayabilir. Böylece şirket aslında X firmasından aldığını düşündüğü hizmeti farklı, farklı firmalardan alıyor olabilir. İşte Bulut Bilişimi teknolojisinin hukuken yarattığı problemler serüveni de tam bu noktada başlamaktadır. Zira bulut bilişiminin getirdiği evrensel paylaşım özelliği aynı zamanda paylaşılan verilerin de nerede depolanacağı sorununu da ortaya çıkarmaktadır. Burada asıl problem sınır ötesi veri akışıdır ve olası hukuki ihtilafların doğduğu yerin belirlenememe riski oldukça fazladır. Bu konuda en büyük sorunun özellikle Avrupa Birliği ülkelerine hizmet verecek olan şirketler açısından meydana gelmesi beklenebilir. Nitekim Avrupa Birliği‟nin verilerin korunması hakkındaki direktifine (EU Data Protection Directive) göre Bulut Bilişimi hizmeti verecek olan firmaların Avrupa Birliği ülkeleri dışında kuracakları veya Avrupa Birliği ülkeleri dışından kiralayacakları sunucu hizmetlerinde, sunucuların bulunduğu ülkelerin Avrupa Birliği yasalarının belirlemiş olduğu veri koruma güvenlik seviyesinde olması gerekmektedir. Halen Amerikan mevzuatının dahi bu standartları karşılamıyor olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Bulut Bilişimi ve karşılaşılabilecek hukuki problemler ile ilgili olarak Avrupa Ağ ve Bilgi Güvenliği Ajansı „ nın yaptığı araştırmaya göre ise bulut bilişimi teknolojisinin özellikle problem yaratacak hususların beş ana başlıkta toplandığı belirtilmektedir. Bunlar sırasıyla Verilerin Korunması, Gizlilik, Fikri Mülkiyet, Mesleki Sorumluluk, Dış Kaynak Kullanımı ile ilgili sorunlardır. Hizmeti sağlayan firmaların aslında verileri depolayan sunucuları doğrudan kontrol etmiyor olması veya sanal ortamda kontrol ediyor gözükse de fiziki anlamda mülkiyetin 3. kişilerin elinde olması verilerin korunmasını ve gizlilik standardının sağlanabilmesini güçleştirmektedir. Buna bağlı olarak sunucu sahiplerinin dünyanın çeşitli noktalarında konumlanmış olmaları ve farklı mevzuat uygulamalarına tabi olmaları sorunların büyük bir çığ kütlesine dönüşmesi için atılan ufak çığlıklar olarak sayılabilir. Bulut bilişiminin kullanılması aynı zamanda olası dava süreçlerinde delil teşkilinde de sorunlar yaratacaktır. Elektronik ortamda elde edilen delillerin pratikte halen detaylarıyla işlerlik kazanamadığı ülkemizde, 3. Kişilerin kontrolünde olan verilerin ve dolayısıyla delillerin nasıl elde edilebileceği ve bunların hukuken ne derece bağlayıcı olacağı da mevcut yasalar dahilinde büyük bir kördüğüme dönüşmektedir. Örneğin, ev stüdyosunda hazırlanmış bir müzik eserinin sahibinin, bu eserinin rızası dışında kullanıldığını öğrenmesi ve bunu kanıtlamasında eser sahibinin eli oldukça zayıf gözükmektedir. Bu itibarla, özellikle Bulut Bilişim hizmetinin alınacağı şirketle yapılacak sözleşmelerde çerçevenin net olarak çizilmesi gerekmektedir. Öte yandan genel hükümler çerçevesinde şirketlerin kendilerinden beklenen güvenlik önlemlerini almaları, bu önlemleri sürekli geliştirmeleri ve ağır kusur ve ihmallerinden sorumlu olacakları aşikardır. Her ne kadar bulut bilişim hizmeti veren şirketler 3. Kişilerden sunucuları kiralasalar da, sorumluluk müşteri ile sözleşme imzalayan şirketlerde olacağından özellikle bu hizmeti veren şirketler ve yöneticileri açısından odlukçu soğuk ve yağışlı günleri göreceğimizi tahmin ediyoruz. Yasaların bu sürece daha detaylı eğileceği güne dek Bulut Bilişimi hizmeti sağlayacak şirketler ile müşteri şirketler arasında yapılacak sözleşmeler şimdilik tek çıkar yol olarak gözükmektedir. Müşterilerin büyük ölçekli ve sözleşme şartlarında değişiklik yapabilecek güce sahip firmalar olması durumunda çözümün tahkim çerçevesinde en azından daha nitelikli bir şekilde çözümlenebileceği ön görülebilir. Ancak bu hizmetten yararlanmak isteyen müşterilerin küçük ölçekli firmalar ve bireysel kullanıcılar olması durumunda söz konusu müşterilerin mevcut yasal çözümsüzlükler içerisinde kaybolacağı ve mağdur olacakları neredeyse kesin gibidir. 23 Sonuç olarak, bulut bilişimi teknolojisi, sadece bilgi teknolojileri endüstrisini değil sigorta, finans ve daha birçok sektörü etkisi altına alacak büyük bir dalgadır. Bu dalganın önümüzdeki yıllarda en çok devinim yaratacağı alanlardan birisi ise hiç şüphe yoktur ki hukuk olacaktır. Nitekim teknolojinin bu kontrol edilemez değişimi karşısında yasaların da aynı hızla ihtiyaç duyulan standartlara uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

16 Mart 2016 Çarşamba

BULUT BİLİŞİMDE GÜVENLİK

Bulut Bilişimin en önemli ve soru işareti olan konularından birisi güvenliktir. IDC’nin yaptığı bir çalışmaya göre bulut bilişim kullanımına geçiş sırasında yaşanılan en önemli çekince olarak güvenlik gösterilmektedir.





Bulut bilişim popülerliğini artırdıkça, bu yeni modelle ortaya çıkan güvenlik sorunları endişeleri artırmıştır. Geleneksel koruma mekanizmalarının etkinliği ve verimliliği yeniden değerlendirilmektedir, çünkü bu yeni yerleştirme modelinin özellikleri büyük ölçüde geleneksel mimarilerden farklılık arz etmektedir. Bulut bilişim hizmetlerinin göreceli güvenliği geniş kitleler tarafından kabulünü geciktiren tartışmalı bir meseledir. Özel bulut ekipmanlarının fiziksel kontrolünün yapılabilirliği ekipmanların tesis dışında ve başkalarının kontrolünde olmasından daha güvenlidir. Veri bağlantılarının güvenliği için fiziksel kontrol ve veri bağlantılarını görsel olarak incelemek ve portlara erişebilmek gereklidir. Bulut bilişimin benimsenmesi yolundaki engellerin sebebi çoğunlukla özel ve halk sektörünün güvenlik tabanlı hizmetlerinin harici yönetiminin korku ve endişeye sebep olmasıdır. Bulut bilişim tabanlı hizmetlerin dışarıdan sağlanması ise en temel özelliğidir. Bu durum bulut bilişim hizmet sağlayıcılarına güvenli hizmetlerin yönetimini kurma ve sürdürmeye öncelik verilmesi hususunda iticidir. 

Güvenlik meseleleri kategorize edilmiştir: hassas veri erişimi, veri ayırma, gizlilik hakkı, virüs kullanımı, geri kazanma(kurtarma), sorumluluk, malicious insiders, yönetim kontrol güvenliği, hesap kontrolü ve çoklu kullanıcı sorunları. Çeşitli bulut güvenlik sorunlarına üretilen çözümler, kriptografi, özellikle kamu anahtar altyapısı(PKI), çok sayıda bulut sağlayıcısı kullanımı, API’lerin standartlaştırılması, sanal makine desteğinin ve yasal desteğin geliştirilmesi gibi. Bulut bilişimin çok fazla faydasının yanında tehditlere karşı savunmasızdır da. Bulut bilişim kullanımları yaygınlaştıkça, bilişim suçluları muhtemelen sistemde korunmasız yerlere zarar vermek için yeni yollar bulacaklardır. Bulut bilişimde temel düzeyde riskler ve sıkıntılar vardır, bu durum veri güvenliğini tehdit etmektedir. Tehditleri azaltmaya yardım etmek üzere, bulut bilişim sektör liderleri sistemin veriyi koruması için şifrelemesini garanti etmeyi sağlayacak risk değerlendirmeye ağırlıkla yatırım yapmalıdır, yine sektör liderleri platform ve altyapıyı güvenli hale getirmek üzere ve değerlendirme de yüksek güvence sağlayacak güvenilir bir kuruluş kurmalıdır. Güvenilir bir bulut bilişim teknolojisi için güvenlik sorunları ele alınmalıdır.

HİZMET REDDİ


DoS ve DDos saldırıları kullanıcıların veri veya uygulamalarına erişmelerini engellemektedir. Bu gibi saldırılarla bulut servislerindeki kaynakların aşırı tüketimiyle sistem ya çok yavaş hizmet verir ya da hiç hizmet veremez. Daha da kötüsü, bulut sağlayıcıları, faturalandırmayı tüketime göre belirlediği için, saldırgan hizmeti durdurmasa da çok pahalı sonuçlar doğuracağı için kurbanlar kendi sistemlerini kendileri kapatmak zorunda kalabilirler. Böyle bir durumda beklemekten başka bir çare olmadığı için, kullanıcıların sırf masrafları azaltmak adına kritik verilerini buluta koymadan önce tekrar düşünmeleri gerekmektedir.

Kötü amaçlı bilişim faaliyetlerinde Dünya sıralaması:



İnternet güvenliği tehditlerinde Türkiye’nin Dünya’daki yeri:




Bulut Servisleri Ne Kadar Güvenli?
Bulut bilişim, hem şirketlerin hem de standart kullanıcıların hayatlarının bir parçası haline geldi. Peki verilerimizi emanet ettiğimiz bu servisler yeterince güvenilir mi?
Eskiden sadece e-posta adreslerimiz vardı. İnternette fotoğraf veya küçük herhangi bir veri depolamamız gerektiğinde kendimize bir e-posta gönderirdik. Hali hazırda 5 MB depolama alanı sağlayan e-posta sağlayıcılar, çoğu zaman birden fazla hesap açmamıza sebep oluyordu.
Teknolojinin ilerleyişi elbette ki kurumsal tarafta olduğu kadar son kullanıcı tarafında da önemli gelişmelere sahne oluyor. Bulut bilişim elbette ki bu teknolojilerden biri. Bulut depolama sayesinde çok daha büyük dosyaları, çok daha kolay erişilebilecek bir şekilde çeşitli şirketlere bağlı sunucularda saklayabiliyoruz. iCloud, Google Drive, One Drive, Dropbox gibi servisler, şu sıralar hem son kullanıcılara hem de şirketlere hizmet veren en popüler bulut depolama hizmetlerini oluşturuyorlar.
Bulut depolamanın amacı, sonuçta veri depolama. Bu noktada hangi verileri depolayacağımızın sınırı yok. Pek çok kullanıcı bulut depolama üzerinde gizli verilerini de saklıyorlar. Gerek şirket verileri olsun, gerek gizli projeler olsun, gerek “çok özel” videolar – fotoğraflar olsun, güven veren markaları kullandığımız sürece bulutta saklayabiliyoruz.
iCloud’a büyük saldırı: The Fappening
Her ne kadar bu popüler şirketler güvenli olsalar da gerekli önlemler alınmadığı durumda çok ciddi ortaya problemler çıkabiliyor. Eylül’ün başında “The Fappening” adıyla başlayan iCloud saldırıları, ünlüleri çok zor duruma düşürdü.
Apple’ın iOS ve Mac OS işletim sistemleri için hazıramış olduğu iCloud bulut servisi, iPhone’lar ile son derece başarılı bir şekilde çalışıyor. iPhone üzerinde yaptığımız tüm değişiklikler sürekli olarak iCloud’da yedekleniyor, notlarımız senkronize ediliyor, fotoğraflarımız otomatik olarak upload ediliyor. Tabii bunların gerçekleşmesi için iCloud’a izin vermemiz gerekiyor. İzni verdikten sonra çektiğimiz tüm fotoğraflar ve videolar WiFi ağı bulunduğu anda bulut depolama alanımıza gönderiliyor.
Telefonlar -haliyle- çekilen fotoğrafların veya videoların gizlilik derecesini ölçümleyemiyor ve ekran görüntülerine kadar tüm resimleri iCloud hesabına gönderiyor. Bu resimler, sonrasında telefonumuzdan silsek bile bulut depolama servisinde kalıyor. Eğer bir şekilde bulut hesabı üzerinden silmezsek, tüm fotoğraf arşivimiz orada birikmeye devam ediyor. İşte Fappening faciası da bu noktada başlıyor.
Ünlülerin fazlasıyla özel fotoğraflarının iCloud üzerinde birikmesi ve hackerların bir şekilde bu hesaplara giriş yapmış olmaları sonucunda çok sayıda çıplak fotoğraf internete sızdırıdı. 4chan üzerinden servis edilen fotoğraflar, kısa sürede torrente, sonrasında büyük bir kitlenin bilgisayarına ulaştı. Ünlüler arasında Jeniffer Lawrance ve özellike Türkiye’de çok sayıda seveni bulunan Kate Upton’ın fotoğraflarının da ortaya çıkması, tahmin edeceğiniz üzere dünya üzerinde büyük ses getirdi.
Peki bu saldırı nasıl gerçekleşti? Bu konu henüz gizemini koruyor. Apple CEO’su Tim Cook’a göre hackerlar direkt olarak iCloud sunucularına erişmeye gerek duymadan, bir şekilde ünlülerin e-posta adresleri ve şifrelerine ulaşarak normal bir giriş yapmışlar. Böylece Apple’ın hiçbir suçunun bulunmadığını düşünebiliriz.
Peki ya bu kadar ünlünün iCloud’da kullandığı e-posta adresinin yanı sıra şifreleri nasıl ele geçirildi? Bu noktada biraz şüpheci davranmakta fayda var. “Çok güvenli” olarak bildiğimiz iOS’un belki de bir açığından faydalandılar ve bir uygulama aracılığıyla şifrelere ulaştılar. Yayınlanmak istenen tüm uygulamaların didik didik incelenerek belirli bir onay sürecinden geçtiğini düşünürsek, bu teorinin kendini yokedeceğini düşünebiliriz. Fakat uygulamalar, belli başlı internet sayfalarına da bağlanabiliyorlar. Onay sürecindeki bir uygulama X sitesine bağlandığında normal, zararsız bir sayfa görüntüleyebilir. Uygulama onaylandıktan sonra bu sitenin arayüzü değiştirilip, iCloud hesabını ve şifresini isteyen bir sayfa haline getirilebilir.
Her ne kadar Apple’ın iCloud sistemlerinde herhangi bir açık bulunmadığı iddia ediliyor olsa da yeterince güvenli olmadığı kesin. Bulut servislerinin pek çoğunda onaylanmamış bilgisayarlardan / cihazlardan giriş yapmak için SMS veya e-posta doğrulaması gerektirmesi gibi seçenekler bulunuyor. Hatta bu sistemi Steam gibi sadece oyuna yönelik, eğlence amaçlı sistemler bile kullanıyor.
Fappening saldırısı ünlülerin özeline değil de çok daha önemli verilere de yapılmış olabilirdi. Tabii ki bir kişinin çıplak fotoğraflarının internete sızması o kişi için fazlasıyla sıkıntılı bir durum fakat sadece 1 veya 2 kişiyi etkiliyor. Büyük bir şirketin önemli verilerinin rakip firmalara sızdırılması veya devlet verilerinin (gerçi devlet verisini Amerikan şirketlerinin sunduğu bulut hizmetlerinde kim tutar, orası soru işareti) bir şekilde ortaya çıkması çok daha büyük sonuçlar doğurabilirdi.
Şifrelenmiş dosyalara erişim
Adını sık sık duyduğumuz iCloud, One Drive, Box ve Dropbox gibi servislerin tamamı son derece yüksek güvenlik önlemlerine sahipler. Şu anda Fappening yüzünden en az güven hissi uyandıran iCloud’da bile verilerimiz 128 bit şifrelemeyle korunuyor. 128 bit şifrelemeyle korunan dosyalara erişmeyi başarsak bile şifrelenmiş dosyaları çözmek neredeyse imkansız.
Şifreli olarak kaydedilen dosyalar, aktarım esnasında da şifreleniyorlar. Yani internete erişim için kullandığımız ağ üzerinden dosyalarımızı bulut servislerine gönderirken bir şekilde araya karışıp dosyalarımızı görüntülemeleri pek de mümkün değil.
Tüm bu parçalar bir araya getirilince bulut depolamanın aslında güvenilir olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Bulut servisi sunan çok sayıda firma var ve bulut depolamanın şimdiki gelişim sürecinde en doğru işler yapan firmanın, uzun yıllar boyunca işin kaymağını yiyeceğini tahmin etmek zor değil. Bu sebepten dolayı her firma müşterisine bol miktarda güven aşılamaya çalışıyor. Müşterilerinde oluşturduğu güven hissini bir kere kaybeden firmanın, böylesine hassas bir sektörde geri dönmesi pek de kolay değil. Bulut depolama ciddi bir sektör ve gelecek vaadediyor. Haliyle dev firmalar birbirleriyle rekabet içerisindeler.
Kullanıcılar bilinçlendirilmeli
Orta ve büyük ölçekli şirketlerin bir çoğu çalışanlarına akıllı telefon dağıtıyor. Şirketlerin akıllı telefon dağıtmalarının sebebi ise öncelikli olarak tüm çalışanların standart bir akıllı telefona sahip olması gerekliliği. Böylece bir sorun yaşanması durumunda IT çalışanları çok daha kolay bir şekilde müdahalede bulunabiliyorlar. Ayrıca yönetici hesabı kurularak, telefonlara istendiği anda müdahale ve kontrol imkanı sunuluyor. Çalışanların yanlış bir iş yaptığı düşünüldüğünde telefon dışarıdan kontrol edilerek emin olunabiliyor.
Her ne kadar şirket telefonları bu şekilde korunabiliyor olsalar da iş yine kullanıcıda bitiyor. Kullanıcının yaptığı yanlış bir hamle sonucu telefonun bağlı olduğu bulut hizmetlerine sızılabilir ve buluttaki veriler elde edilebilir.
Günümüzün en yaygın mobil işletim sistemi Android’de uygulamalar herhangi bir kontrolden geçmiyor ve telefonun neredeyse her yanına erişim sağlayabiliyor. Windows Phone’larda uygulamaların yetkileri bir hayli kısıtlıyken, iOS’ta mağazaya gelen her bir uygulamanın didik didik incelendiği düşünülünce, asıl güvenlik sorunu olan işletim sisteminin Android olduğunu farketmemek mümkün değil. Bulut hizmetlerinin, e-postaların ve çeşitli yazışmaların gerçekleştirileceği akıllı telefonların işletim sistemini seçerken dikkatli davranmakta fayda var.
İşletim sistemini seçtikten sonra çalışanların / kullanıcıların bilinçlendirilmesine de çalışmak gerekiyor. Yine Android’den örnek vereceğim. Android’in uygulama paketleri olan .apk dosyaları, internet siteleri üzerinden de yüklenebiliyor. Yani eğer “Bilinmeyen Kaynaklar” seçeneği açıksa, cihaza tarayıcı üzerinden bile uygulama yüklenebiliyor. Eğer bilinçli bir kullanıcı değilse ve ekranda gördüğü hiçbir yazıyı okumadan “Tamam” butonunu tıklayarak ilerlemeye çalışan biriyle, çok rahat bir şekilde bu tip tuzaklara düşebilir.
Sadece tablet veya telefonlarda değil…
Her ne kadar ağırlıklı olarak mobilden bahsetmiş olsak da masaüstü veya dizüstü bilgisayarlarda da dikkatli olmak gerekiyor. Bilgisayar üzerindeki verilere zararlı yazılımlarla erişim nasıl sağlanabiliyorsa benzer bir şekilde bulut depolamadaki verilere de ulaşılabilir.
Böyle bir durumla karşılaşmamak için hem bilgisayarın kendisini, hem de bilgisayarın bağlı olduğu bulut depolama sistemini korumak için antivirüs yazılımları kurmak gerekiyor.
En son kim bağlandı?
Dropbox gibi bazı bulut depolama servisleri, en son hangi cihazdan bağlanıldığını gösteren bir sayfaya sahip olabiliyorlar. Bu sayfalar üzerinden en son hangi cihaz üzerinden, ne zaman bağlanıldığını görebiliyoruz. Eğer bağlı olmasını istemediğimiz bir cihaz bağlı görünüyorsa şifreyi değiştirip, o cihazın erişimini kaldırabiliyoruz.



8 Mart 2016 Salı

Bulut Bilişim Yararları Ve Zararları

BULUT BİLİŞİMİN YARARLARI (FAYDALARI)

  • Kişiselleştirme: Bulut üzerinde faaliyet gösteren işlemler, sistemi temelden itibaren yeniden tasarlamaya gerek duyulmaksızın,değiştirilebilir yapılandırmalar sayesinde, şirket ya da kişilerin ihtiyaçlarına uygun hale getirilebilmektedir
  • Paylaşım ve İşbirliği: Bulut bilişim, kullanıcıların işbirliğini artıracak ve bilgi paylaşımını sağlayacak yönde  yazılım ve servisler geliştirmelerine olanak tanır.
  • Ölçeklenebilirlik ve Ayarlanabilir Kapasite: Bulut, kullanıcıların tüketimlerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmelerine imkan veren, sürekli aktif bir hesaplama ve depolama kaynağıdır.
  • Erişim Kolaylığı: Bulut bilişim, güçlü işlem ve depolama kaynaklarına, internet üzerinden, evrensel ölçekte erişebilmeyi sağlar.
  • Düşük Maliyet: Bulut bilişim, şirketlerin kendi bünyelerinde servis altyapıları kurmaları yerine, ihtiyaç duydukları hizmeti bulut bilişim platformları üzerinden, uygun maliyetlerle karşılayabilmelerini sağlar.
  • Esneklik ve Verimlilik : Talebe göre kapasite artırımı ve azaltımının hızlıca yapılabilir. Bilgi çağında başarı hız ile ölçülüyor, esnek olmayan yapılar hızlı olamazlar. Kaynakların kullanımı maksimize edilmekte, şirketlerin kendi ana iş kollarına odaklanmalarını sağlamaktadır.
  • Sabit Yatırım Maliyeti Yok : Kullandığınız kadar ödersiniz ve ne ödeyeceğiniz belirlidir. Bu sebeple küçük firmaların rekabet avantajı artmakta, başlangıç bariyerleri azalmaktadır.
  • Zaman ve Mekan Bağımsız Çalışma İmkanı: İstediğiniz yerden ve istediğiniz zaman çalışma imkanı sağlar, yeter ki internet bağlantınız olsun. Öyle bir zaman gelecek ki,  bilgisayarımıza dosya kaydetmeyeceğiz, tüm bilgilerimiz bulutta olacak.
  • Çevre Dostu : Yerel sunucu kullanımına göre %30 daha az enerji kullanımı ve karbon salınımı sağlar. Bu oran küçük firmalar için daha da fazladır.


BULUT BİLİŞİMİN ZARARLARI (RİSKLERİ)

  • Hizmet Devamlılığı ve Kullanılırlığı:Bulut Bilişim hizmet sağlayıcılarda hizmet kesintisine sebebiyet verebilecek bir sorun yaşanması durumunda, bu hizmet sağlayıcıdan hizmet tedariki yoluna gitmiş tüm şirketler birden bundan etkilenecek ve kesinti sonuçlanana kadar,  şirketlerin müşterilerine hizmet veremez hale gelmelerine sebep olacaktır.
  • Veri Güvenliği ve Gizliliği:Bulut Bilişim hizmetlerinin aynı anda birçok kullanıcı tarafından kullanılması ve fiziksel kaynakların tüm kullanıcılar tarafından ortak olarak kullanılıyor olması veri gizliliği ve güvenliği için riskler barındırmaktadır. Bulut içindeki farklı kullanıcıların, ortak kaynaklar üzerindeki depolama, bellek alanlarını birbirinden ayırmaya yarayan iç mekanizmalarda ortaya çıkabilecek açıklık ve hatalar, yapılacak saldırılar sonucu kullanıcıların özel ve gizli verilerinin ele geçirilmesine sebebiyet verebilir.
  • Veri Denetlenebilirliği, Uygunluğu ve Yasal Düzenlemeler:Bulut Bilişim hizmetlerinin dağıtılmış olarak çalışan küresel hizmetler olduğu düşünüldüğünde, farklı ülkelerden kullanıcılar, farklı iş kültürlerine ve yasal düzenlemelere sahip olarak iş görmektedirler. Bulut Bilişim hizmet sağlayıcılarının farklı ülkelerde ve bölgelerde veri merkezleri bulundurması, bulunduğu ülkedeki yasal düzenlemelere de uyum sağlamasını gerektirebilir. Veri gizliliği ve denetimi konusunda ülkelerin farklı yasal düzenlemelere sahip olması, Bulut Bilişim hizmet sağlayıcılarının hizmetlerini yerine getirirken, farklı yasal düzenlemelere uyum sağlamada sorunlara neden olabilir.
  • Hizmet Sağlayıcı Bağımlılığı ve Veri Kilitlenmesi:Bir Bulut Bilişim hizmet sağlayıcısına, depolanan veri ve kullanılan uygulamalar dolayısıyla bağımlı olmak, uygulanan fiyat politikalarına karşı esnek olamamaya, hizmet sağlayıcısının mimarisinde var olabilecek açıklık ve zayıflıklar sonucu oluşabilecek arıza ve saldırılardan dolayı veri kaybına uğramaya sebebiyet verebilir. 
  • Yönetim Ara yüzü ve Uzaktan Erişim:Bulut Bilişim hizmet sağlayıcıların kullanıcılarının hizmetlerini yönettikleri ara yüzler, internet üzerinden erişilebilir olmaları ve geniş yönetim imkânları barındırmaları sebebiyle, internet tarayıcıların ve uzaktan erişimin zayıflıkları düşünüldüğünde, yüksek güvenlik riski taşımaktadırlar. Uzaktan erişim sırasında, saldırganlar tarafından koklama (“sniffing”), yanıltma (“spoofing”) ve araya girme (“man-in-the-middle”) gibi saldırı yöntemleri kullanarak, iletişimin ve taşınan verinin dinlenmesi, kullanıcı oturumunun elde edilmesi ve kullanıcı şifrelerinin çalınması mümkün olabilmektedir.
  • Bant Genişliği ve Veri Transferi:Bulut Bilişim’in temelinde yatan ana fikirlerden biri olan, kullanıcıların veri işleme ve saklama faaliyetlerinden arındırılıp, verilerin merkezi bir Bulut içine toplanması ve buradan gerekli işlemlerin yapılabilmesi fikri, uygulamaların giderek daha yoğun veri kullanmaya başlamasıyla, verilerin kullanıcıdan Bulut Bilişim hizmet sağlayıcısına taşınmasında zorluklara sebep olmaktadır.
  

SONUÇ OLARAK
  


TÜRKİYE İÇİN RİSK DURUMU